21 Ocak 2017 Cumartesi

Can Yalnızlığı

 
Fotoğraf açıklaması:Dünyanın en güzel yeri kalbinizi ait hissettiğiniz yerdir
Etrafına bir veya iki dakika için bakar mısın?
 Ne kadar geniş bir çevren olduğunu,bir telefonuna yanına gelebilecek insanların varlığını düşün.
---------------Düşündüysen eğer





Bir de bu insanların kaç tanesinin seni anlayabildiğini ya da kaç tanesinin seni olduğun gibi kabullenerek sevebildiğini düşün. İlk düşüncende biriken insan topluluğu bir anda dağılmaya başladı değil mi? Ve yalnızlaşmaya başlamadın. O çok kalabalık çevrenin içinde bir can yalnızlığına düştün.
   Eşine hayallerini anlattın ohooo bu saatten sonra otur oturduğun yerde dedi. Arkadaşına bir sıkıntını anlattın boşver düşünme bunları diyerek  seni daha da düşünmeye itti. Sevdiğine koştun ve içini uçuş uçuş eden bir şeyleri anlattın ve sadece güldü geçti.Ailene ben şu mesleği yapmak istiyorum dedin ve bu dururken şu meslek mi yapılır dedi.
Olmadı bunlar bana! ıı ıhhh benim hiç başıma gelmedi diyerek boşuna kendini kandırma. Hepimiz hayatımızın bir döneminde bu ve benzer sakıncalı durumların içerisinde buluruz kendimizi. Anlaşılmadığımızı veya yeterince değerli olmadığımızı hissederiz. Bir can yalnızlığıdır ki bu taa içine düşeriz.
   Oysa can yalnızlığının içinde yitip gitmektense insanların düşüncelerinden sıyrılıp aslında ben ne istiyorumu düşünmek gerek. Bizi anlamalarını beklemek yerine önce kendimizi anlamalıyız. Bizi bizden iyi anlayabilecek eş yaşanmışlığı olmayan o çok kalabalık çevremize bizi anlamak gibi bir sorumluluğu yüklememeliyiz.
     Bizler de hiç kimseyi olduğu gibi sevemiyoruz. Sevmek zorunda da değiliz. Şöyle olsa daha mı güzel olurdu diye düşünmekten aslında var olan güzelliği göremiyoruz. Ya da çevremizdeki insanların beklediği cevapları onlara veremiyor ve onlara onları anlayamadığımız hissiyatını yaşatıyoruz. Yani bunları bizimde içinde bulunduğumuz topluluk yapıyor veya hissettiriyor.
       İletişim kurmamızın sebeplerinden biri de mutlu olmak değil mi? Ancak neden bu insanlar beni anlamıyor veya neden beni üzecek şeyler söylüyorlar?
Önceki örneklerimize değinecek olursak otur oturduğun yere diyen eşiniz aslında sizin o hayalinizin peşinden gitmeniz yerine belkide ona zaman ayırmanızı istedi. Ya da arkadaşın sıkıntını dinlerken sıkıldı ve daha fazla dinlemek istemediği için boşver dedi .Sevdiğin insansa seni uçuş uçuş eden şeyi çok anlamlı bulmadı ve gülümseme eylemiyle fikrini seninle paylaştı. Ailemiz ise çocukluğunda hayal ettiği mesleği veya toplumca statüsü yüksek görülen bir mesleği yapmanızı istedi böylece sizinle gurur duyacaktı. Yani bir şekilde iletişim kuran bir taraf kendini ifade ederek mutlu olurken diğer taraf üzüldü. İletişim içerisinde her daim aynı fikirde olamaz veya aynı şeyleri düşünemeyiz. Ve her insan empati kurma kabiliyetine sahip değildir. Bu nedenle önce kendimizi keşfe çıkmalı kendimizle sohbet etmeli  can yalnızlığına düşmeyecek güce sahip olduğumuzda ise insanlarla o konu hakkında fikir alışverişinde bulunmalıyız. Ayrıca bizi olduğumuz gibi sevemeyen insanları  yargılamak yerine değiştirmeyi istediğimiz insanları düşünmeli ya onları olduğu gibi sevmeliyiz ya da çevremizde olduğu gibi sevebileceğimiz insanlar biriktirmeliyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder