5 Şubat 2017 Pazar

Devleşiyorum

 

Ne soğuk bir gece.
Ellerimin arasına aldığım yumoş oyuncağım bile üşümüş.
Dışarıdaki titrek ağaçlar sanki içimde buzlanıyor.Rüzgar kurutarak boğazımı düğümlüyor. 
Susuyorum geceye uzun uzun suyuyorum.
Öpücük atan yastığıma değdiriyorum yüzümü öpüyor mudur sahi?
Bir sağa bir sola döne döne devleşiyorum yatakta.
Sığmıyorum,sığamıyorum.
Yardımı dokunur diye kokusunu içime çekiyorum nefes almadan,alamadan.
Bir an için uzaklaşıyorum soğuk geceden,düşlerim sarıp sarmalıyor bedenimi.
Çok sürmüyor burnumun ucundaki sızlamayla aralanıyor gözlerim.
Bir sağa bir sola devriliyor kocamanlaşan bedenim.
Kalkıyorum yataktan,sersemlemiş bedenimi çeke çeke pencerenin önüne sürüklüyorum.
Her yer ne kadar karanlık,herkes nasıl uyuyabilmiş diye söyleniyorum.
Bir kutu var ayak ucumdaki dolapta,son çare ona uzanıyorum.Bir kağıt çekiyorum kutudan geceye.
'Gözlerin geldi aklıma diyor'
Gelmiş midir sahi?
Bilmiyorum.

Susuyorum geceye,uzun uzun susuyorum.

Vaktidir Söylemenin

   
     Özlediğini söylemek  insani bir hal iken neden çoğumuz özledim demekten korkarız? Belkide alacağımızı düşündüğümüz tepkileri zihnimizde sıraladığımızdandır. Benim gerekcemse karşımdaki insanın bunu hak edip etmemesi 😊 Eğer özlem duygusunu ona beslemiş olmam onu mutlu edecekse veya o kişi bu sözün derinliğine dokunabilecekse söylerim.Mesela bilmem kaç dakika önce bunu değeceğini düşündüğüm bir insana söyledim(zaten kaç insan olabilir ki hayatımızda özlemeye değer).Belki beni özledi belki özlemedi ama ben böyle saf güzel bir duyguyu içimde taşımaktansa onun yüreğine yollamak istedim.(Bence özledi )
      Özlemin fazlası insanın yüreğinde gereğinden çok birikince bir balon gibi şişmeye başlıyor.Sonra yüreğinize  basınç uyguluyor. O yüzden en güzeli duyguyu özgür bırakmak.Karşılık bulsa da bulmasa da hissetmek pişman olmamak.
                      Özlediğiniz biri varsa ona özledim demekten korkmayın.Belki şimdi tam zamanıdır. 
           Belki de şimdi özledim demezseniz bir daha asla diyemeyeceksinizdir?

2 Şubat 2017 Perşembe

Sadece Aptallar Unutur

     
Sahip olmak ve ait olmak her insanın yaşamak istediği duygulardır.Mesela bir ailen olsun istersin içinde huzurun ve kahkahaların olduğu, bir kardeşin olsun istersin didişip durduğun ama  çok sevdiğin. Bir eve bir yere ait olmak öyle güzeldir ki...
       Bazı şeylere sonradan sahip oluruz.Çalışırız çabalarız ve sonra bir başarı ,bir sevgi yani herhangi bir kazancımız oluverir.Sahip olduğumuz her ne ise önce ayaklarımızı yerden keser , ilgi odağımız olur.Fotoğraftaki çocuklar uçan balonları yakaladığında kimbilir nasıl heyecanlıdırlar değil mi?Peki balonu yakalamak için çabadıklarında yaşadıkları heyecan ve mutluluk ile yakaladıktan sonraki aynı mıdır?
Düşünsene yıllar sonra o çok istediğin iş artık senin .Çalıştın çabaladın ve artık o iş senin.Bir süre mutlu mutlu işine gidersin.Ama sonra işin saatleri gözüne batar, çalışma ortamından şikayet eder ve tatminsizlik duymaya başlarsın.Çok sevdiğin insanlar hayatına dahil olduğunda da bu böyledir.Ayakların yerden kesilir ve yere indiğinde şunun şu huyu  keşke farklı olsaymışlar ve değer bilmezlikler...Bunları dönemsel olarak yaşayanlar ve  kaybetmeden ,kırıp dökmeden değerlerine sarılanlar kazanır.
       Sahip oldukları  için ne kadar çabaladığını veya onların ne kadar kıymetli olduğunu unutanlar ise kaybeder.Ve sadece aptallar unutur.
Sadece bir kaç dakika sahip olduklarımızın ne kadar değerli olduğunu düşünsek aldığımız nefesin bile nasıl mucizevi bir şey olduğunu hissetsek yüzümüzü güldürmeye ve aptal olmamaya yeter.
                           


    Günümüz insanı, her şeyin fiyatını biliyor; ama hiçbir şeyin değerini bilmiyor.
                                                                                                            OSCAR WİLDE